1- Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği Arasında İmzalanan Ticaret ve İşbirliği Anlaşmasının Yeni Uyuşmazlık Çözüm Mekanizması
Birleşik Krallık’ta gerçekleştirilen referandum sonucu alınan Avrupa Birliğinden ayrılma kararınının üzerinden 4 yıldan uzun süre geçmiş bulunmakta. Tarafların imzaladığı “Withdrawal Agreement” gereği, antlaşmalı ayrılık için tanınan süre ise 31 Aralık 2020 tarihi ile sona erdi. Uzun müzakereler sonucunda Birleşik Krallık ile Avrupa Birliği arasında ticaret ve işbirliğini düzenleyen anlaşma, belirlenen son tarihten 1 hafta öncesinde imzalandı ve 1 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe girdi. Avrupa Birliği Adalet Divanı kararlarının bağlayıcı etkisinden muaf olmanın, Birleşik Krallığın Brexit kararında önemli bir motivasyon olduğu göz önüne alındığında, taraflar arasında yeni bir uyuşmazlık çözüm mekanizmasına ihtiyaç duyulduğu anlaşılıyor. Bu doğrultuda kabul edilen çözüm yollarından biri ise, devletler arası tahkim.
Anlaşma, çok sayıda faaliyet alanında ticari ilişkileri düzenlemekte ancak bu alanların hepsi tahkime tabii olarak düzenlenmemiş. Kültürel varlıkların iadesi, sağlık ve siber güvenlik gibi tahkim mekanizması dışında bırakılan seçili alanlarda uyuşmazlık çözüm yolu, Ortaklık Konseyine başvurudan geçiyor.
Kabul edilen tahkim mekanizması ise üç aşamadan oluşmakta. İlk aşama danışma ve tahkim sürecinden oluşuyor. Antlaşma hükümlerinin ihlal edildiğini idda eden tarafın, karşı tarafı bu konuda bilgilendirmesi ve danışma yolu ile çözüm araması gerekiyor. Dostane çözüm yolu olarak tanımlayabileceğimiz bu dönem için tanına süre ise 30 gün. Belirlenen süre sonunda anlaşmaya varılmaması halinde üç hakemli tahkim heyetinin yürüteceği tahkim süreci başlıyor. Ad-Hoc nitelikte heyetin oluşturulmasına yönelik sıkı kurallar ve süre kısıtlamaları bulunuyor.
Heyetin ilk kararını 130 gün içinde vermesi gerekiyor. İlk kararın verilmesinden itibaren 14 gün içinde tarafların karara ilişkin itirazlarını bildirmeleri bekleniyor. Karar gelen itirazları heyet 10 gün içinde sonuçlandırmak ve kesin kararını vermek ile yükümlü.
Uyuşmazlık çözüm mekanizmasının ikinci basamağını “uyum” süreci oluşturuyor. Taraflar, tahkim karının gerekliliklerini yerine getirmek için 30 gün içinde gerekli adımları atmak ile yükümlü. Davacı ise gerekli adımların atılmasında eksik kalan hususlar ya da tutarsızlık olması halinde aynı hakem heyetinden bu noktada ilişkin ek karar talep edebilir.
Üçüncü adımı atılan adımların ve alınan önlemlerin gözden geçirilmesi oluşturuyor. ALınan önlemlerin niteliğinden olduğundan bağımsız olarak, tahkim mekanizmasının üçüncü basamağını gözden geçirme oluşturuyor. Davacı taraf, davalıya yapacağı bildirimlerle tahkim kararı ile uyumlu olan, alınması gereken yeni önlemleri bildirebilir. Taraflar hala anlamazlık içindeyse bu konuda da tahkim kararı alınması talep edilebilir. Tahkim heyeti bu durumda önceden verdiği kararı yeni duruma uyarlayabilir, örneğin tazminatı yeniden düzenleme, ya da önceden emredilen bir engelin kaldırılması gibi.
Belirlenen devletlerarası tahkim mekanizması, uyuşmazlık üzerine son noktanın koyulması ve nihai bir karar alınması noktasında eksik kalması yöreyle eleştirilebilir görünüyor ve ilerleyen dönemde tahkim alanında yeni tartışmalara zemin oluşturması muhtemel görünüyor.
2- Teknoloji, Media ve Telekominikasyon (TMT) Sektöründe Yatırımcı - Devlet Uyuşmazlıkları (2020)
Teknoloji medya ve komünikasyon sektörü, sınır ötesi işbirliklerinin giderek aktifleşen rolü ve teknolojik yeniliklerinin katkısı ile sürdürülebilir gelişme ve büyüme vaat ediyor. Altyapı faaliyetleri hizmet satışı, bulut hizmetleri, mobilizasyonun giderek yaygınlaşması ve akıllı cihazlar sektörün ilerlemesinde çığır açıcı değişikliklere sebep olduğu gibi, bu edinimlerin ülkeler arası ticareti ise devletlerarası imzalanan ikili yatırım antlaşmaları kapsamında korunmakta. İkili yatırım antlaşmalarına dayanılarak TMT sektöründe faaliyet gösteren yatırımcıların, ev sahibi devletler ile uyuşmazlıklarını tahkime taşıdığı davalar ise 2018 yılından bu yana artış trendi göstermekte.
ICSID kayıtlarına göre Sektörde Mayıs 2018 - Mayıs 2020 71 aktif yatırımcı - devlet yatırımcı uyuşmazlığı kaydedildi. 2018 yılında yapılan araştırma sonucu kaydedilen uyuşmazlık sayısı ise 68’di. 71 uyuşmazlığın 53’ü telekominikasyon, 17’si medya 1 tanesi ise teknoloji alt sektörlerine ayrıldı. 2019 yılında ICSID’e kaydedilen uyuşmazlıkların %6sini TMT sektöründen kaynaklanan uyuşmazlıklar oluşturdu. Mayıs 2018- Mayıs 2020 arasında kaydedilen 71 davanın %42 si tahkim kararı öncesinde antlaşma ile sonuçlandı, ki bu figür tahkim sürecinde antlaşmaya varılabilirlik açısından önemli bir oran arz ediyor.
Yatırımcıların yatırım olarak ev sahibi ülkelere getirdiği değerler arasında en yaygın olarak görülen 4G teknolojisinin transferi, altyapısının kurulması, ve iyileştirilmesine yönelik yatırımlar oldu. Belirli uyuşmazlık sebepleri ise, ülkelerin değişen mevzuatlarının BIT’de güvence altına alınan öngörülebilir çerçeveyi zedelemesi, imtiyazların devamlılığı üzerine çıkan uyuşmazlıklar, cezalar ve vergiler oluşturdu.
(Kaynak The ICSID Caseload Statistics, Issue 2019-2, https://icsid.worldbank.org/en/Documents/ICSID_Web_Stats_2019-2_(English).pdf, p. 12.
The ICSID Caseload Statistics, Issue 2019-2, https://icsid.worldbank.org/en/Documents/ICSID_Web_Stats_2019-2_(English).pdf, p. 12, p. 25. )
3- Vodafone vs. India - Geriye Yönelik Vergilendirmeye Karşı BIT Hükümlerinin Kullanılması
Devletlerin yatırımcılara yönelik uyguladığı vergi yükümlülüklerinin BIT hükümleri ile engellenebileceğini gösteren davanın arka planında Vodafone’un bünyesinde faaliyet gösteren mobil operatör şirketinin Hindistan merkezli telekominikasyon şirketi Hutchinson Essar’ın %62 ilk hissesini satın almasıyla başlayan olaylar zinciri yer alıyor. Satın alımdan dolayı elde edilen kazanç nedeniyle Hindistan yetkili makamları tarafından yüklü bir vergi ödemesiyle karşı karşıya bırakılan Vodafone, yapılan satım alım sonucu Vodafone bünyesine merkezli malvarlığı geçmediği iddiasıyla itirazda bulunmasıya uyuşmazlık yerel mahkemeye taşındı. Hindistan yüksek Mahkemesinin verdiği kararda, 1961 tarihli Hindistan Vergi Kanununun, Vodafone!un vergilendirilebilmesi için geçerli bir temel içermemesi nedeniyle verilen idari kararı kaldırdı.
Karardan kısa süre sonra Hindistan Vergi Kanununun çeşitli hükümlerini tadil eden ve Vodafone’un geriye dönük şekilde vergilendirilmesine imkan tanıyan Finansal Kanun (2012) yürülüğe girdi. Hint yetkililer tarafından yeniden düzenlenen vergi yükünün şirkete bildirilmesi sonrasında Vodafone uyulmazlığı tahkime taşıdı.
Permanant Court of Arbitration (PCA) bünyesinde yürütülen tahkim sürecinde, heyet Hollanda - Hindistan BIT sinde yer alan adil ve eşit davranma yükümlülüğünün (FET) Hindistan tarafından ihlal edildiğine karar verdi. Hindistan Yüksek Mahkemesinin verdiği kararı Vodafone lehine değerlendiren karar, vergi mevzuatının değiştirilmesi ile geriye dönük vergilendirmenin ikili yatırım antlaşmalarında yer alan adil ve eşit davranma yükümlülüğüne aykırılığını net olarak açıklaması sebebiyle önemli. Devletlerin yatırımlara yönelik en çok kullandığı araçlardan biri olan yerel mevzuattan kaynaklı vergi yükümlülüklerinin dürüstlük kuralı çerçevesine belirlenmesi gerektiği, verginin amacının mükellefi mağdur etmek ya da iflasına sebep olmak olamayacağı ikili yatırım antlaşmalarının vergiye ilişkin hükümlerinin yorumlanmasında genel ilke olarak kabul ediliyor.
( Kaynak: http://arbitrationblog.practicallaw.com/vodafone-v-india-award-risky-business-of-retroactive-taxation/ )
4- Yaklaşan Etkinlikler
a) ICC YAF: ICC’s new rules compared with other institution rules: 21 Ocak 2021 tarihinde Online gerçekleştirilecek etkinlikte katılım ücretsizdir.
b) Virtual Workshop 2021 Remote Hearings: The New Normal?: Etkinlik tarihi: 28 Ocak 2021
c) ICC Institute Advanced Training on ‘The conduct of the proceedings and case management
KAYNAKÇA
İlgili içeriklerin altına eklenmiştir.
YAZAR
Tahkim Ekibi
Commentaires