Telif hukukunda, fikirlerin kendisi değil; ifade ediliş şekilleri korunmaktadır. Telif Hukukunda “Eser”, sahibinin hususiyetini taşıyan her çeşit fikir ve sanat ürünleri olarak tanımlanmaktadır. Eser olabilmenin şartları ise; şekli şart (yasadaki gruplara girme), subjektif şart (hususiyet) ve objektif şart (tasarrufa elverişli ve üçüncü kişilerce algılanabilir nitelikte olma) olmak üzere üç grupta toplanmaktadır.
a. Proje müellifi müvekkil mimar tarafından meydana getirilen eserin yasada tanımlanan, “İlmi ve Teknik Nitelikteki Fotoğraflar, Haritalar, Planlar, Projeler, Çizimler ve Maketler” fikri sanat eserlerinin “İlim ve Edebiyat Eserleri” kapsamına girmektedir. (FSEK m.2/3) Ayrıca, ülkemizde “…eşi, benzeri olmayan ..” estetik değer sahip bir güzel sanat eseri niteliğinde mimari bir eserdir. (FSEK m.4/I-3)Genel olarak güzel sanat eserlerinin özelliği bunların tek olmalarından kaynaklanmaktadır.[2] Bütün mimari yapıların az veya çok projeyi yapan mimarın özelliğini taşıdığı, fakat bir mimari yapının her şeyden önce fonksiyonel olarak belirli ihtiyaçları karşılamak zorunda olduğu ve bu zorunluluk mimarın serbest yaratma imkanlarını kısıtlayacağından, yapının estetik niteliğinin de ona göre irdelenmesi gerekeceği bilirkişilerce gözardı edilmemelidir.[3] Güzel sanat eseri teşkil eden tasarımlarda tasvir edilen, yani yapıda tecessüm etmiş eser de korunmaktadır.
b. Korumanın kapsamını belirleyen hususiyet, somut olayda, kompozisyon, kullanılan materyal seçimi, genel kullanım ve düzenleme tarzı, eserin içeriği ve şekillendirilişi göz önüne alındığında müvekkil mimarın fikri sanat eseri çerçevesinde koruması gerekmektedir. Bununla birlikte; fikri ürünü yaratanın, serbest biçimlendirme alanının varlığı, genelin üstünde bir özelliğin varlığı ve amaca uygun olanın üstünde bir özelliğin varlığı ilkeleri değerlendirildiğinde somut olaya ilişkin özgünlük ve hususiyet şartının sağlandığı anlaşılmaktadır. (FSEK m.16/3)c. Hukukun genel ilkelerinden, yasaların soyut ve genel olmak zorunluluğu ile, tasarrufa elverişli ve üçüncü kişilerce algılanabilir nitelikte olma hususu birlikte değerlendirildiğinde, “… her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler…”den olan hizmet alımı işlerine ait mimari proje fikri sanat eseri olarak korunmak durumundadır. (FSEK m.2/3) Mimari (avan) proje sahibinin hususiyetini taşıma koşuluyla, ilim ve edebiyat eseri niteliğinde olup, “mimari proje” bizzat ilim ve edebiyat eseri sayıldığından, eser sahipliği de bu proje üzerinde doğmaktadır. [4]
c. Fikri Ve Sanat Eserleri Yönünden Hukuka Aykırılıklar
Fikri ve Sanat Eserleri Kanunu fikri hakları, “manevi haklar” ve “mali haklar” olmak üzere iki başlık altında düzenlemektedir:
Eser sahibinin kişiliğinin uzantısı olarak değerlendirilen, eser üzerindeki haklar münhasıran eseri meydana getirene aittir. İşveren idarenin, manevi haklar üzerinde hiçbir şekilde “sahiplik” sıfatını kazanması mümkün değildir.[5] Uygulamada mimarın, kişisel irtibatı tesis eden menfaat ve yetkilerinden oluşan manevi haklarına (FSEK m.15-17) ait “eserde değişiklik yapılmasını menetme yetkisi” idare tarafından ihlal edilmektedir. İşveren, manevi hakları ancak eser sahibinin izni ve icazeti çerçevesinde kullanabilir. Eser üzerindeki haklara riayet şartını ihlal eden idare, manevi tazminatla sorumludur.[6] (FSEK m.70/1) FSEK’in 16. maddesine göre, eser sahibinin şeref ve itibarını zedeleyici veya eserin mahiyet ve hususiyetini bozan değişiklik yapılamaz. Aksi yöndeki sözleşmeler mimar açısından bağlayıcı değildir[7] (FSEK m. 16/III)
Eser üzerinde parayla ifade edilebilen ve eserden iktisadi-ticari maksatla kullanma ve yararlanma yetkisi veren mali hakların (FSEK m.21-25) kullanma yetkisinin münhasıran kime ait olacağı genel bir kural olarak kabul edilmiştir. (FSEK m.18/1) Somut olayda, davacı eser sahibi müvekkilin mali haklarından olan, “işleme” ve “çoğaltma” hakları da eserde yapılan önemli değişiklik marifetiyle ihlal edilmiştir. Bir eserden, onu işlemek suretiyle faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir. (FSEK m.21) Bununla birlikte, mimarlık eserlerine ait plan, proje krokilerin uygulanması da çoğaltma sayılır. Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine aittir. (FSEK m.22/I-II) Mimarın mimari projesinin uygulanması suretiyle inşaat yapılarak tamamlanmasından sonra, proje eser sahibinden izinsiz olarak çoğaltılmış ve söz konusu projenin yeniden işlenmesi-tadilat yoluyla inşaat yapılmak suretiyle eser üzerinde değişiklik yapılarak bozulmasına sebep olunmuştur. Mali hakların sahipliği ve kullanılması konusundaki kanun boşluğu, taraflar arasındaki sözleşme ile doldurulmalıdır. İmzalanan sözleşmelerin, “Sözleşmenin Ekleri” başlıklı 8. Maddesi “ihale dokümanı, bu sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olup, idare ve yükleniciyi bağlar” şeklinde düzenlenmiştir. 8/2 maddesine göre ise, ihale dokümanını oluşturan belgeler arasındaki öncelik sıralamasında “Hizmet İşleri Genel Şartnamesi” yer almaktadır. Söz konusu şartnamenin, “Fikri ve Sınai Mülkiyete Konu Olan Hususlar” başlıklı 14. Maddesine göre, “İdare, sözleşme hükümleri çerçevesinde yüklenici tarafından üstlenilen bir hizmetin konusu olan ya da hizmetin ifası sırasında veya ifası nedeniyle meydana getirilen ürünler üzerindeki fikri ve sınai haklar ile marka, patent, endüstriyel tasarımlar, faydalı modeller, yarı iletken topoğrafyalar (chip’ler), dijital iletişim, ticaret unvanları ile diğer ad ve işaretler, coğrafi ad ve işaretler, açıklanmamış bilgiler ve benzeri fikri ve sınai mülkiyet konusu haklardan hangisi veya hangilerine, ne kadar süreyle ve ne gibi şartlarla sahip olacağını, ilgili mevzuat hükümlerini dikkate alarak, kendi istek ve ihtiyaçları doğrultusunda ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde düzenleyecektir. Bu haklar, yürürlükteki mevzuatın emredici hükümleri saklı kalmak, ürünün mahiyet ve hususiyetini bozmamak ve ürün sahibinin şeref ve itibarını zedeleyecek şekilde kullanılmamak kaydıyla münhasıran idareye ait olacaktır. ”Fikri ve Sanat Eserleri Kanunu’nda, “Eserde Sahibinin Zilyet ve Malike Karşı Hakları” başlıklı, 17.maddenin 2. Fıkrasında, “aslın maliki, eser sahibinin yapmış olduğu sözleşme şartlarına göre eser üzerinde tasarruf edebilir. Ancak eseri, bozamaz ve yok edemez ve eser sahibinin haklarına zarar veremez” hükmü amirdir. İlim eseri vasfındaki projenin uygulanması ile ortaya çıkan mimari yapının estetik değere de sahip olması, birçok benzeri olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, değişikliğin mimari projenin değiştirilerek binada yapıldığı ve yapılan değişikliklerin izin almadan yapılması nedeniyle kanunun emredici hükümlerinin ihlali söz konusudur. Zorunlu tadilat ve değişikliklerin yapılması maksadıyla mimardan herhangi bir izin alınmamıştır. Binanın niteliği itibari ile sağlamlığı ve emniyetinin sağlanması, büyütmek ve genişletmek için zorunlu değişiklik yapılması veya konfor ve hizmet ihtiyaçlara cevap vermesi bakımından tadilat projesi ve uygulaması eser sahibi ile koordine edilmeksizin binanın bütünlüğüne zarar verilmiş mimarın manevi hakları ihlal edilmiştir.[8] Projenin güzel sanat eseri niteliği, binaya proje revizyonu ile çelik eklenmek suretiyle mahiyet ve hususiyeti bozulmuştur.[9]Değişiklik için gerekli izinler alınmaksızın, estetik niteliğe haiz güzel sanat eseri vasfındaki mimari yapıda gerçekleştirilen değişikliğin eski hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı, eğer getirilebiliyorsa, bunun ammenin veya malikin menfaatlerine aslı surette halel getirip getirmediğinin bilirkişi incelemesi yoluyla saptanması ve sonucuna göre infazın ne şekilde yapılacağı karar yerinde ayrıntılı olarak açıklanması talebi mevcuttur. (FSEK m.67) Bu şartların karşılanmaması nedeniyle eski hale iade gerçekleştirilemiyorsa mimar, tazminat talep edebilecektir.[10] Manevi bir hakkın ihlali nedeniyle maddi zarar da oluşabilir. Bu nedenle somut olayda maddi bir zarar oluştuysa maddi tazminata da hükmedilmelidir.[11]
Mesleğini Uygulama, Mimarlar Arası Dayanışma, Mimarlık Şeref Ve Haysiyetini Koruma Yönetmeliği Yönünden Hukuka Aykırılıklar
Mesleğini Uygulama, Mimarlar Arası Dayanışma, Mimarlık Şeref ve Haysiyetini Koruma Yönetmeliği; mimarlık mesleğini uygulama, mimarlar arası dayanışma, mimarlık şeref ve haysiyeti gereği, Mimarlar Odası üyelerinin uymak zorunda oldukları kuralları kapsamaktadır. Mimarların birbirleriyle ilişkilerinde gözetilecek esasları düzenleyen 5/3. Maddesinde “Her mimar, başkası tarafından tanzim edilmiş bir projenin tadilatını müellifinin muvafakatı olmadan yapamaz.” hükmü düzenlenmiştir.28.12.2011 tarih 42/31 no.lu MYK toplantısında görüşülerek kabul edilen TMMOB Mimarlar Odası Mimarlık Hizmetleri Şartnamesi Ve En Az Bedel Tarifesi; Mimarlık hizmetleri sözleşmesinin imzalanmasıyla, mimar üstlendiği hizmetlerin tamamını bu şartnameye ve ilgili mevzuata uygun olarak yerine getirmekle; İşveren/İşsahibi de bu şartnameye ve ilgili mevzuata uygun olarak edimlerini yerine getirmekle sorumlu olduğunu düzenlemektedir. İşveren/İşsahibi, sözleşme yaptığı mimara, sözleşme konusu yapı ile ilgili olarak başka mimar ya da mimarlar tarafından daha önce yapılmış çalışmalar var ise bilgi vermekle yükümlüdür. TUS Mimarın Görev Yetki ve Sorumluluklarını düzenleyen m.5’e göre TUS mimar, bu şartnameye ve ilgili mevzuata uygun olarak, uzmanlık konusuna göre üstlendiği mimari teknik uygulama sorumluluğu hizmetlerini; genel anlamda toplumun, işverenin, yapı sahibi ve kullanıcılarının, meslektaşlarının, üyesi olduğu meslek odasının ve işbirliği yaptığı diğer bireylerin ortak yararını gözeterek, Mesleki Ahlak ve Davranış İlkelerine uygun ve eksiksiz olarak yerine getirmekle yükümlüdür. Proje ve eklerinin sorumluluğu ve değişiklik yapma yetkisi proje müelliflerine aittir.
KAYNAKÇA
[2] Yargıtay 11. HD. 27.06.2013, E. 2011/10680, K. 2013/13444
[3] Prof. Dr. Safak N. Erol, Türk Fikir ve Sanat Hukuku, Ikinci Bası, s.48, Ankara-1998
[4] Yargıtay 11. HD. T. 30.01.2012, E. 2011/14054, K. 2012/1045
[5] Yargıtay 11. HD. 26.03.2009, E. 2007/8520, K. 2009/3643
[6] Yargıtay 11. HD. 31.10.2005, E. 2004/11266, K. 2005/10524
[7] Cahit Suluk/Ali Orhan: Uygulamalı Fikri Mülkiyet Hukuku, C. II: Genel Esaslar, Fikir ve Sanat Eserleri, Arıkan, İstanbul 2005, s. 352
[8] 11. HD, 19.12.2007, E. 2006/8353, K. 2007/15508 ve 11. HD, 22.9.2008, E. 2007/7885, K. 2008/10262
[9] Yargıtay 11. HD. T. 31.05.2010, E. 2008/14066, K. 2010/6112
[10] Cahit Suluk, “Mimari Eserlerde Eser Sahibi İle Yapı Malikinin Menfaatlerinin Dengelenmesi”, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İstanbul Barosu, FMR, Cilt 12, s. 24
[11] Suluk/Orhan, s. 354-355.
YAZAR
Ferhan YILDIZLI
Comments