Günümüzün her geçen gün daha çok hızlanan ve hızlanmaya zorlayan dünyasında, özellikle ticaret ile uğraşanların uyuşmazlık çözümünde zaman kaybetmeye tahammülü bulunmamaktadır. Artık mikro saniyelerle alım satım işlemleri gerçekleştirilen büyük ticari resimde uyuşmazlıktan değil, "değer yaratan kanalların önünü açarak" fayda sağlayan kurumların geliştirilmesine odaklanılmıştır. Bu bakımdan, geleneksel mahkemelerin rolü ve alternatif olarak dünyada uzun süredir uygulanan, ancak ülkemizde etkin denilebilecek şekilde uygulanışı yeni sayılabilecek alternatif uyuşmazlık çözüm yolu tahkimi tanıtıcı bir yazı kaleme almaya çalışacağız.
Ticari hayatta, özellikle şirketler kendilerine ait kopyalanması istenilmeyen özelliklerle donanarak rekabette öncü olmayı hedeflemektedir. Geliştirdikleri ürün ve hizmetlerden bu değerleri sunuş şekillerine kadar bir kültür inşa ederek rakiplerinin önüne geçerek büyümek ve kar sağlamak isterler. Fakat, ticari hayatın yoğun ve artan çeşitliliği içinde özellikle büyüdükçe artan her seviyedeki uyuşmazlıkla karşılaşmaktadırlar. Geliştirdikleri değer önerilerinin konu olabildiği bu tür uyuşmazlıklarda ticari sırları dahil ortaya koymak zorunda oldukları "aleni" yargılama süreçlerinde ticari mağduriyetler ortaya çıkabilmektedir. Rakiplerince yakınen takip edilen aktörler bu bilgilerin geleneksel mahkeme yargılama süreci içinde aleni bir şekilde sergilemek istemezler.
Gerek kurumsal gerek özel tahkim (hakem heyeti) önünde görülen bir uyuşmazlıkta bu bilgiler taraflar arasında paylaşıldığı kadar olacaktır. "Gizlilik" ticari hayatta korunması gereken işletmenin değeriyle birlikte korundukça güç veren bir özelliktir. Bu bakımdan tahkim geleneksel mahkemelere göre büyük avantaj sağlamaktadır. Tahkim yargılaması, geleneksel mahkemelerdeki usullere göre oldukça esneklik sağlayan kurallar üzerinden yürütülmektedir. Örneğin, bir zarar oluştuğunda geleneksel mahkemeler bütün süreci katı usuli kurallar üzerinden bir bütün halinde ele alırken tahkim yargılamalarında zarardan sorumluluk ve zararın miktarının değerlendirilmesi gibi konular ayrı ayrı ele alınarak, yargılama usül ekonomisine uygun olarak aşamalı bir şekilde gerçekleştirilir. Yani zarardan sorumluluk konusundaki uyuşmazlık giderildikten sonra zararın miktarı önemli olacağı açık iken, geleneksel mahkemeler somut olayın bütününü aynı aynı ilerletmeye çalışmakta ve katı kurallar içinde usül ekonomisine uygun ve etkin yargılama süreçleri yürütülememektedir.
Tahkim yargılaması da klasik mahkeme yargılaması gibi iki taraflı uyuşmazlıkları görülebileceği ve kararları bağlayıcı olan sonuçları üretmektedir. Taraflar çözmek istedikleri uyuşmazlık noktalarını belirleyerek uyuşmazlığı tahkim yargılaması sonuçlarına göre çözme iradelerini ortaya koymaktadır. Sınırlarını kendilerinin belirledikleri uyuşmazlıkta dolayısıyla gereksiz zaman ve enerji kaybı yaşanması daha az muhtemel olmaktadır. Gelişen ticari ilişkiler gittikçe daha fazla hibrit uzmanlıklara ihtiyaç duymakta ve her geçen gün daha karmaşık ekonomik ilişkiler gelişmekte ve derinleşmektedir. Hızla gelişen bu ilişkilerin yaratabileceği uyuşmazlıkların çözümü de hem hukuki konuları hem de bu karmaşık uzmanlık alanları üzerine inşa edilen ilişkilerin doğasını anlamayı gerektirmektedir. Bu durumda klasik mahkeme yargılamasının sıkı ve şekilci kuralları, yargılama süreçlerini yönetenlerin aldığı eğitim ve kariyer planları değerlendirildiğinde ortaya etkin bir yargılama süreci ve sonucu çıkmasını oldukça güç olabileceği anlaşılmaktadır. Ülkemiz yargılamasından örnekle, hakimlerin bilirkişilerin verdikleri raporların hukuki olarak uygun sunulmasını hukuki bilgi ve kanaatleriyle sonucu bağladıkları bir yargılama süreci yürütülmektedir. Karmaşık ve özellikle ekonomik değeri ülke ekonomisi açısından önemli davaların da standart şekilde yürütülmesi düşündürücüdür. Tahkim yargılamasında da bilirkişiler bulunmakta, taraflarca veya hakem heyeti tarafından atanabilmektedir. Ayrıca, tahkim yargılamasını yürütecek hakem heyeti bizzat somut olaydaki uyuşmazlık konusunda uzmanlardan oluşabilmektedir. Hukuk, finans ve inşaat alanlarını ilgilendiren bir yatırım uyuşmazlığındaki zararın değerlendirilmesini belirtilen özellikleriyle tahkim ve klasik mahkemeler açısından sadece değerlendirelim. Yıllar süren bir yargılama, sürekli değişen bilirkişiler hatta yargılama heyeti, kesinleşmeyen icra edilemeyen kararlar...Yatırım için hiç uygun bir ortamı vaat etmiyor! Uyuşmazlık ortaya çıkmasını en başından ön göremeyen taraflar durum ortaya çıktıktan sonra, olabildiğince kısa sürede uyuşmazlığı kesin olarak çözerek dikkatlerini tekrar işlerine vermek ve büyümek ister. Ancak klasik mahkeme yargılamasında kararlar oldukça kolay bir şekilde temyiz edilebilmekte ve ilk derecede zaten uzun sürmüş yargılama sonucu bozulabilmektedir. Tahkim mahkemelerinin kararları ise ancak sayılı nedenlerle temyiz edilebilmekte, uzmanlık gerektiren, gizli ve esnek kurallarla yapılan ekonomik yargılamanın sonucu üzerine taraflarca adeta titrenmektedir. Tahkim yargılamasının giderleri devlete harç ve yargılma gideri olarak verilmemekte, yargılamayı kolaylaştıran kurum ve hakemlere uyuşmazlık nispetinde verildiğinden daha somut bir motivasyon taraflarca sağlanmaktadır. Taraflar, uyuşmazlık sonunda sorumluluk nispetinde oyunun kazananı kaybedeni olarak değil de, hakkı nispetinde teslim edilmiş olarak adaletli bir şekilde uyuşmazlıktan el çektirilir. Bir çeşit kazan-kazan psikolojisi ile uyuşmazlık sonlandırılmaktadır. Görüleceği üzere uzunca bir süredir ticari hayatlarının üzerine inşa edilen ve kurumsal ve sektörel bir uzmanlık sunan tahkim mahkemeleri dünya genelinde oldukça yaygındır.
Yazar
Ferhan YILDIZLI
Comments