1 Nisan 2022 tarihli ve 31796 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına dair Kanun" ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda birtakım değişiklikler meydana gelmiştir. 7392 s.lı Kanunun 18. Maddesi uyarınca işbu Kanunun 8 inci maddesi, 15 inci maddesiyle değiştirilen 6502 sayılı Kanunun 77. Maddesinin dördüncü fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile 17. maddesiyle 6502 sayılı Kanuna eklenen geçici 3. maddenin ikinci ve üçüncü fıkraları yayımı tarihinde, diğer hükümleri ise yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Bu yazımızda, genel olarak yapılan değişikliklere ayrı başlıklar halinde değineceğiz.
Taksitli Satışlar Bakımından Yeni Düzenleme
Taksitle satım, kredili satışların bir türüdür. Taksitle satış sözleşmesinde, satıcı malı alıcıya teslim ettiği halde, alıcı satış bedelini bölümler halinde ödemeyi borçlanmaktadır. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 19. Maddesi uyarınca taksitli satış sözleşmelerinde tüketicinin taksitleri ödemede temerrüde düşmesi durumunda, satıcı veya sağlayıcı, kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak ancak satıcı veya sağlayıcının bütün edimlerini ifa etmiş olması, tüketicinin de kalan borcun en az onda birini oluşturan ve birbirini izleyen en az iki taksidi veya kalan borcun en az dörtte birini oluşturan bir taksidi ödemede temerrüde düşmesi hâlinde kullanılabileceği öngörülmüştü.
Tüketicinin satış bedelinin değil de kalan borcun en az onda birini oluşturan ve birbirini izleyen en az iki taksidi veya kalan borcun en az dörtte birini oluşturan bir taksidi ödemede temerrüden şart koşulmasının tüketici bakımından doğuracağı aleyhe sonuçların önüne geçebilmek adına “kalan borç” ifadesi “sözleşmede yer alan bedel” ifadesi ile değiştirilmiştir.
Tüketici Kredileri Hakkında Yapılan Değişiklikler
Tüketici kredisi sözleşmesi, kredi verenin tüketiciye faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında ödemenin ertelenmesi, ödünç veya benzeri finansman şekilleri aracılığıyla kredi verdiği veya kredi vermeyi taahhüt ettiği sözleşmeyi ifade etmektedir. Bu kapsamda tüketici, krediyi mesleki ve ticari amaç dışında kullanacaktır.
6502 sayılı TKHK m. 24 uyarınca tüketiciye on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin tüketici kredisi sözleşmesinden cayma hakkı tanınmıştır. Tüketici Kredisi Sözleşmeleri Yönetmeliği m. 24/5 uyarınca tüketicinin cayma hakkını kullanması durumunda tüketiciden hesaplanan akdi faiz ve bir kamu kurum veya kuruluşuna veya üçüncü kişilere ödenmiş olan ücretler dışında herhangi bir bedel talep edilemez. Bu bedeller dışında kalan ve tüketiciden tahsil edilen her türlü ücret, tüketicinin anapara ile tahakkuk eden faizi kredi verene geri ödediği tarihten itibaren yedi gün içinde tüketiciye iade edilir. Değişik Kanun öncesi tüketicilerin cayma bildiriminde bulunmaksızın cayma süresi içerisinde kredi borcunun tamamını erken ödeyerek kapatmaları durumunda kredi veren, cayma bildirimi olmadığı için Yönetmeliğin 24/5. Maddesi ile bağlı olmamakta ve tahsis ücreti gibi aldığı ücretlerin iadesini yapmamaktaydı. Ancak, 7392 sayılı Kanunun 2. Maddesi uyarınca artık cayma hakkı süresi içerisinde kredi borcunun tamamının erken ödenmesi halinde bildirim aranmaksızın caymaya ilişkin hüküm uygulanacaktır.
Buna ek olarak, TKHK m. 26’ya göre belirli süreli kredi sözleşmesinin şartları, tüketici aleyhine değiştirilemez. Bu durumda tüketici lehine her zaman değiştirilebilmektedir. 6502 sayılı kanunun 2. Fıkrasındaki değişiklik ile belirsiz süreli kredi sözleşmelerinde faiz oranının arttırılması durumunda bu değişikliğin yürürlüğe girmesinden otuz gün önce, tüketiciye kağıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla yazılı olarak bildirilmesi zorunludur. Bu kapsamda faiz oranının tüketici lehine azaltılması durumunda bildirim yükümlülüğü ortadan kaldırılmıştır.
7392 sayılı Kanun ile 6502 sayılı Kanunun Sigorta Yaptırılması başlıklı ve kredi ile ilgili sigortayı düzenleyen 29. maddesi başlığı “Sigorta, Yan Finansal Ürün ve Hizmet Sunumu” olacak şekilde yeniden düzenlenmiştir. Maddenin 1. Fıkrasında ifadesi geçen “kredi ile ilgili sigorta” ifadesi “kredi bağlantılı sigorta” şeklinde değiştirilmiştir. Ayrıca, “Kredi veren, kredi bağlantılı sigorta içermeyen bir sözleşmeyi de tüketiciye teklif etmek koşuluyla kredi bağlantılı sigorta yaptırılmasını içeren bir kredi sözleşmesini tüketiciye sunabilir” demek suretiyle sigortasız kredi seçeneğinin de tüketiciye teklif edilmesi zorunluluğu getirilmiştir.
7392 sayılı Kanun ile 29. Maddeye eklenen 3 fıkra uyarınca tüketici kredisi sözleşmesi kurulmasının kredi ile ilgili olanlar hariç olmak üzere yan finansal ürün ve hizmetlerin satın alınması şartına bağlanması yasaklanmıştır.
Konut Finansmanı Hakkında Yapılan Değişiklikler
Konut finansmanı bağlamında sadece sigorta hükmünde bir değişikliğe gidilmiştir. Tüketici kredilerinde sigorta hususunda yapılan değişikliğe paralel olarak, ilgili 38. Maddeye konut finansmanı kuruluşunun, kredi bağlantılı sigorta içermeyen bir sözleşmeyi de tüketiciye teklif etmek koşuluyla kredi bağlantılı sigorta yaptırılmasını içerenbir konut finansmanı sözleşmesini tüketiciye sunabileceğine ilişkin bir hüküm eklenmiş ve tüketicinin kredi nedeni ile katlanmak zorunda olduğu maliyetleri azaltmak amacıyla konut finansmanı sözleşmesi kurulmasının kredi ile ilgili olanlar hariç olmak üzere yan fınansal ürün ve hizmetlerin satın alınması şartına bağlanması yasaklanmıştır.
Ön Ödemeli Konut Satışında Teslim Süresi Hakkında Değişiklik
Kanunun ilgili 44. Maddesinde yapılan değişiklik ile sözleşmede belirlenen teslim süresine uyulma zorunluluğu getirilmekle beraber ön ödemeli olarak tüketicilere satılan konutun azami teslim süresi otuz altı aydan kırk sekiz aya çıkarılmıştır.
Mesafeli Sözleşmeler
Mesafeli sözleşmeler, satıcı veya sağlayıcı ile tüketicinin eş zamanlı fiziksel varlığı olmaksızın, mal veya hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu ana kadar ve kurulduğu an da dâhil olmak üzere uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmeler olarak tanımlanmıştır. Bu kapsamda, arızi olarak değil de bir sistem çerçevesinde işlenecek olması önemlidir. Ayrıca, hükmün lafzından da baştan itibaren uzaktan iletişim aracı ile sözleşmenin kurulması şartına bağlandığı açıktır.
İlgili 48. Maddenin 3. Fıkrasında satıcı veya sağlayıcının tüketicinin siparişinin kendisine ulaştığı andan itibaren taahhüt edilen süre içinde edimini yerine getirme yükümlülüğü bakımından otuz günlük süre sınırlaması yeni düzenleme ile her mesafeli sözleşme bakımından uygulanmayacak, tüketicinin isteği veya kişisel ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanan mallara ilişkin sözleşmeler otuz günlük süre ile bağlı olmayacaktır.
Aynı maddenin 5. Fıkrasında yapılan değişiklikle aracı hizmet sağlayıcılara; mesafeli sözleşmelere ilişkin olarak yönetmelikle belirlenen hususlara dair tüketicilerin bildirim ve taleplerini iletebilecekleri ve söz konusu hususları takip edebilecekleri kesintisiz bir sistemi kurma yükümlülüğü getirilmiştir.
Buna ek olarak, aracı hizmet sağlayıcısının tüketiciye karşı sorumluluğu da maddeye eklenen 6. Fıkra kapsamında ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre; aracı hizmet sağlayıcısı olarak faaliyet gösterenler aracılık ettikleri mesafeli sözleşmelere ilişkin olarak; Tüketiciye ön bilgilendirmenin yapılmasından, teyidinden ve ispatından satıcı veya sağlayıcı ile birlikte müteselsilen, veri girişinin satıcı veya sağlayıcı tarafından yapıldığı durumlar hariç olmak üzere, yönetmelikle belirlenen ön bilgilendirmede bulunması zorunlu hususlardaki eksikliklerden, tüketicilerin satıcı veya sağlayıcılar ile yaptıkları işlemlere ilişkin kayıtların tutulmasından ve istenilmesi hâlinde bu bilgilerin ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile tüketicilere verilmesinden, satıcı veya sağlayıcı ile yaptıkları aracılık hizmetine ilişkin sözleşmeye aykırı uygulamaları nedeniyle satıcı ve sağlayıcıların bu madde hükümlerine aykırı davranmasına sebep oldukları her bir işlemden, satıcı veya sağlayıcı adına bedel tahsil etmesi hâlinde, mal veya hizmetin tüketiciye teslim veya ifası sonrası bedelin satıcıya veya sağlayıcıya aktarıldığı durumlar ile 11 inci ve 15 inci maddelerde yer alan hakların kullanımı hariç olmak üzere teslim veya ifa ile cayma hakkına ilişkin yükümlülüklerden satıcı veya sağlayıcı ile birlikte müteselsilen, satıcı veya sağlayıcı onayı olmaksızın düzenledikleri kampanyalı, promosyonlu veya indirimli satışlarda, sözleşmenin hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesinden ve son olarak ön bilgilendirmede yer alan hususlar ile reklamlarında yer alan bilgilerin uyumlu olmasından ve ispatından sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri
7392 sayılı Kanun ile devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmelerini düzenleyen 50. Maddenin ikinci fıkrasına devre tatil satışının finansal kiralama ile yapılması durumunda da işbu Kanun hükümlerinin uygulanacağı eklenmiştir.
Buna ek olarak, satıcıların devre mülk hakkını düzenleyen 635 sayılı Kat Mülkiyet Kanunu 57 ve devamındaki yükümlülüklerden kaçınmak adına uygulamada ortaya çıkan ve tüketici mağduriyeti yaratan eylemlerini engellemek amacıyla maddeye “23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun sekizinci bölümü hükümleri kapsamında kurulan devre mülk hakkı veren sözleşmeler hariç olmak üzere, tüketicilerle mülkiyet payına bağlı ayni hak sağlayan devre tatil sözleşmesi kurulamaz.” hükmü eklenmiştir.
Ayrıca kooperatif veya ticaret şirketi ortaklığı ya da dernek veya vakıf üyeliği suretiyle devre tatil hakkı tanınması yasaklanmıştır. Ayrıca, tüketici mağduriyetini en aza indirmek bakımından devre tatil konu mal üzerinde ayni hakka sahip olmayanların devre tatili satışı yapamayacağı düzenlenmiştir.
50. maddenin cayma hakkını düzenleyen 6. Fıkrasına satıcı veya sağlayıcının cayma süresi içerisinde tüketiciden ödeme yapmasını veya borç altına sokan bir belge vermesini yasaklayan düzenlemenin kapsamına devre mülk hakkı veren sözleşmeler de dahil edilmiştir. Ayrıca, fıkraya yeni eklenen düzenleme ile bu yasağa rağmen, tüketiciden herhangi bir bedel alınması durumunda alınan bedel tüketiciye derhâl iade edileceği ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge tüketici yönünden geçersiz olacağı öngörülmüştür.
Öte yandan, 50. Maddenin 8. Fıkrasında öngörülen ön ödemeli usulle devre mülk ve şahsi hakka konu devre tatil satışı yasaklanmış ve buna ilişkin fıkralar yürürlükten kaldırılmıştır.
Son olarak, şahsi hakka konu devre tatil sözleşmelerinde on yıllık azami süre getirilmiş, tüketicinin, şahsi hak sağlayan devre tatil sözleşmesinden kaynaklanan tatil hakkını belirli bir dönem için kullanmayacağını tatilin başlayacağı tarihten en az doksan gün önce sağlayıcıya bildirirmesi durumunda o dönem için tüketiciden herhangi bir isim altında bedel talep edilemeyeceği düzenlenmiştir.
Yenilenmiş Ürün
Ekonomik ömrü tamamlanmamış ürünlerin donanım, yazılım veya fiziki özelliklerinde iyileştirme yapılarak tekrar ekonomiye kazandırılması amacıyla kaleme alınan 57/A fıkrasının ilk bendi yenilenmiş ürünün tanımını yapmakta, ikinci bendi bu ürünlerin tüketiciye tesliminden itibaren asgari bir yıl garanti zorunluluğu öngörmekte, yenilenmiş ürün olarak satışa sunulması için bu ürünlerin Bakanlıkça yetkilendirilen merkezlerde yenilenmesi gerekliliği de devamında düzenlenmektedir. Bu kapsamda, yenileme merkezlerinin Bakanlıktan yetki belgesi alma zorunluluğu getirilmiş olup elektronik kimlik bilgisi bulunan malların kullanılmış ve kayıtlı olduğuna ilişkin doğrulama yapılmasının gerektiği durumda bu doğrulamaların Bakanlık, yenileme merkezi ve yetkili alıcı tarafından Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara göre Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu kayıtlarından yapılacağı öngörülmüştür.
7392 s.lı Kanun ile Getirilen Diğer Değişiklikler
· Üreticiler ve ithalatçılara, hizmet yeterlilik belgesine ek olarak yetkili servis istasyonlarınailişkin bilgileri Bakanlıkça oluşturulan sisteme kaydetme yükümlülüğü getirilmiş, bu istasyonlarının, her türlü mecrada ve faaliyetlerinde kolaylıkla görülebilir ve okunabilir şekilde “özel servis” ibaresini kullanmasının zorunlu olduğu öngörülmüştür. Satış sonrası hizmete ilişkin olarak uygulamada tüketicilerin mağduriyet yaşamaması adına garanti süresi bittikten sonra kullanım ömrü boyunca verilmesi zorunlu olan satış sonrası hizmetin üretici veya ithalatçı tarafından sağlanmaması hâlinde tüketici zararın tazminini talep edebileceği öngörülmüştür.
· Reklam Kurulu bakımından ise başkanın toplantıya katılamadığı hâllerde Kurula Bakanlığın ilgili genel müdür yardımcısı başkanlık yapacağı belirlenmiştir.
· Ticaret Bakanlığına tüketici hakem heyetlerini oluşturmanın yanı sıra bunların yetki alanları ile iş bölümünü belirlemeye yönelik yetki verilmiştir.
· Tüketici hakem heyetlerine yapılan başvurularda esas alınan parasal sınırlarda bir değişikliğe gidilmiş ve on beş bin dört yüz otuz Türk Lirası yerine otuz bin Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunluluğu düzenlenmiştir.
· Tüketici hakem heyetlerinin bilgi ve belge isteme yazıları ile diğer yazışmalarının ve kararlarının görülen uyuşmazlığın tarafları veya vekillerine elektronik ortamda tebliğine olanak sağlanmış, elektronik ortamda tebligatın yapılamadığı durumlarda ise 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür.
· Tüketici hakem heyeti kararlarına itiraz yapılması bakımından tüketiciye bir kolaylık sağlanmış ve tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine ek olarak tüketicinin yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine de itiraz olanağı tanınmıştır.
· Tüketici hakem heyetine sunulmayan bir bilgi veya belgenin tüketici mahkemesine sunulması nedeniyle kararın iptali halinde tüketici aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmeyeceğine ilişkin düzenleme yapılmıştır.
· Ceza hükümleri başlıklı 77. Maddede idari para cezasının uygulanacağının öngörüldüğü işbu kanun kapsamındaki bazı maddeler çıkarılmış, bazı maddeler eklenmiş ve bazı idari para cezalarının miktarında değişikliğe gidilmiştir.
· Cezalarda yetki ve itiraz başlıklı 78. Maddeye göre 77 nci maddenin on ikinci ve on üçüncü fıkralarında öngörülen yaptırım kararlarının Reklam Kurulu, diğer yaptırım kararlarını ise Bakanlık tarafından verileceği düzenlenmiştir. Bakanlık bu yetkisini taşrada ticaret il müdürlüklerine devredebilir.
· 7392 s.lı Kanunun 17. Maddesi uyarınca eklenen geçici 3. Maddesine göre; bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki tüketici işlemlerine, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına bu işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise kural olarak o kanun hükümleri uygulanacağı belirtilmektedir. Ancak bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulan ve hâlen geçerli olan belirsiz süreli sözleşmelerin bu Kanuna aykırı hükümleri yürürlük tarihinden itibaren uygulanmayacaktır. İkinci fıkra uyarınca; bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla yapı ruhsatı alınmış olan devre tatile konu taşınmazlarda, bu maddenin yayımı tarihinden itibaren beş yıl süresince ön ödemeli usulle satış da dâhil olmak üzere devre mülk, mülkiyet payına bağlı ayni hak sağlayan devre tatil veya şahsi hak sağlayan devre tatil satışının yapılabileceği düzenlenmiştir. Ayrıca, geçici maddenin üçüncü fıkrasında,bu maddenin yayımı tarihinden önce kurulan devre tatil sözleşmeleri ile ikinci fıkra kapsamında kurulan sözleşmeler hakkında bu maddenin yayımlandığı tarihten önceki Kanun hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmaktadır. Ayrıca bu sözleşmeler hakkında, söz konusu hükümlerle birlikte bu Kanunun 8inci maddesiyle değiştirilen 6502 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin onuncu fıkrası hükmü de uygulanacaktır. Son olarak, 66 ncı, 68 inci ve 73 üncü maddeler gereğince tüketici hakem heyetlerine yapılan başvurular ile mahkemelerde açılmış olan davalar için söz konusu başvuruların yapıldığı ve davaların açıldığı tarihte yürürlükte bulunan görev ve yetkiye ilişkin hükümler uygulanacağı belirlenmiştir.
Kaynakça:
Yazar:
Av. Gülşah Algın
Av. Remziye Atabek
Stj. Av. Şevval Gülhan Metin
Comments