Sigorta sözleşmesinden kaynaklanan bir uyuşmazlık meydana geldiğinde sigorta tazminatına hak kazandığını iddia eden tarafın bu haklılığını ortaya çıkarmak ve tazminatı tahsil edebilmek amacıyla icra takibi başlatma, genel mahkemelerde dava açma veya tahkim davası açma gibi hakları bulunmaktadır.
Böyle bir durum ortaya çıktığında haklılığını mahkemeler veya tahkim nezdinde ispatlayan tarafın sigorta tazminatını faiziyle elde etmesi mümkündür.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97.maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir”.
İlgili yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere zorunlu trafik sigortasından tazminat talebi olan ilgililerin dava veya tahkim yoluna gitmeden evvel zorunlu trafik sigortasını tanzim eden firmaya yazılı bir başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Hak iddia eden taraf 15 gün içinde sigorta şirketinden bir cevap alamazsa veya aldığı cevap kendisini tatmin etmezse genel mahkemelerde dava açabilir ya da Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde tahkim davası ihdas edebilir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/13.maddesi uyarınca “Komisyona gidilebilmesi için, sigortacılık yapan kuruluşla uyuşmazlığa düşen kişinin, uyuşmazlığa konu teşkil eden olay ile ilgili olarak sigortacılık yapan kuruluşa gerekli başvuruları yapmış ve talebinin kısmen ya da tamamen olumsuz sonuçlandığını belgelemiş olması gerekir. Sigortacılık yapan kuruluşun, başvuru tarihinden itibaren on beş iş günü içinde yazılı olarak cevap vermemesi de Komisyona başvuru için yeterlidir”.
Sigortacılık Kanunu’ndaki düzenlemeye göre sigorta şirketleriyle uyuşmazlık yaşayanların bu uyuşmazlığı tahkime götürebilmeleri için sigorta başvurusu yapmaları zorunlu hale getirilmiştir. Dikkat edilirse Karayolları Trafik Kanunu ile Sigortacılık Kanunu arasında nüans vardır. Karayolları Trafik Kanunu on beş gün derken Sigortacılık Kanunu on beş iş gününden söz etmiştir. Aradaki fark sürelerin düzgün ve doğru hesaplanması bakımından kanımızca önem arz etmektedir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97.maddesindeki düzenlemeden önce zorunlu trafik sigortasından tazminat talep etmek isteyen ilgililer doğrudan dava açabiliyordu. Yani ilgili düzenleme öncesi sigorta şirketlerine yazılı bir başvuruda bulunma zorunluluğu yoktu. Getirilen düzenlemeyle sigorta şirketlerine doğrudan dava açılmasının veya icra takibi başlatılmasının önüne geçilmiş ve sigorta şirketlerinin daha az yargılama gideri ve vekalet ücreti ödemesi yapması sağlanmıştır.
Peki zorunlu trafik sigortasından hak iddia eden tarafın doğrudan dava açması durumunda açılan davada ne gibi bir karar çıkacaktır? Burada mahkemenin dosyayı direkt usulden mi reddedeceği yoksa ilgili tarafa öncelikle başvurusunu yapması için bir süre mi vermesi gerektiği konuları akla gelmektedir.
Böyle bir durumun varlığı halinde aslında bir dava şartı noksanlığı mevcuttur fakat bu dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkündür (HMK.m.115/2). Mahkemeler de giderilmesi mümkün olan bu noksanlığın tamamlanması için ilgili tarafa uygun bir süre verecek ve sigorta şirketine başvuru yapmasını isteyecektir. İlgili taraf, kendisine verilen süre içerisinde sigorta başvurusunu yapmazsa davası dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilecektir (İstanbul BAM 8.HD. 2018/152 E., 2018/99 K.; İstanbul BAM 9.HD. 2018/44 E., 2018/63 K.; İzmir BAM 11.HD. 2017/545 E., 2017/347 K.). İlgili tarafın verilen süre içerisinde yazılı başvurusunu yapması halindeyse bu başvurunun sonucuna göre davaya devam edilecektir.
Yazar
Mehmet Tuğberk DEKAK
Comments