Türk sigorta hukukunda tahkim sistemi ilk kez, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun yasalaşması ile ortaya çıkmıştır. Uluslararası uygulamalarda görülen “Ombudsmanlık Sistemi”ne benzer özellikler taşıyan sigorta tahkim sistemi ile uyuşmazlıkların, bağımsız sigorta hakemleri eliyle daha hızlı, kolay ve düşük maliyetle çözülmesi amaçlanmaktadır. Sigorta tahkim sistemi, kanunla kurulmuş olmasından mütevellit kurumsal nitelik taşıyan ve tahkime ilişkin genel nitelikteki düzenlemelerden ayrılan kendine özgü (sui generis) bir yapıya sahiptir. Bu yazımızda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan tahkime ilişkin genel düzenlemeler karşısında özel kanun niteliği taşıyan 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nda düzenlenen sigorta tahkimine ilişkin belli başlı ayırt edici özellikler incelenecektir.
Sigortacılık Kanunu madde 30’a göre sigorta tahkimi ile “sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasında sigorta sözleşmesinden veya Hesaptan faydalanacak kişiler ile Hesap arasında doğan uyuşmazlıkların çözümü” amaçlanmaktadır. Ne var ki, hem sigorta ettiren hem sigortalı için sigorta tahkimi ihtiyari nitelik taşır. Buna göre, tarafların uyuşmazlığı çözümü için Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurmaları zorunlu kılınmamış ve bu yöntem dışında, sigorta ettirenin veya sigortalının adli yargı yoluna yahut taraflarca ayrıca kararlaştırılması halinde ad hoc veya başka kurumsal tahkim yollarına başvuru yolu da kapatılmamıştır.
İhtiyariliğin ön koşulu; sigortacı kuruluşun, Sigortacılık Kanunu kapsamındaki sigorta tahkim sistemine üye olmasıdır. Bu üyelik zorunlu değildir. Tarafların arasında mevcut bir tahkim sözleşmesi bulunmamasına rağmen sigortacı kuruluş ile uyuşmazlığa düşen kişi, sigortacı kuruluş sisteme üye ise, tahkim yoluna başvurabilir. Sigortacılık Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre özel nitelikte olması sebebiyle bu durum, Hukuk Muhakemeler Kanunu’nda düzenlenen “yazılı tahkim anlaşması yapma” koşulunun bir istisnasını oluşturmaktadır.
Sigorta hakemi, sigorta ettiren veya sigorta sözleşmesinden menfaat sağlayan kişiler ile riski üstlenen taraf arasında sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkları çözen kişidir. Bu kişiler seçilmesine ilişkin kriterler Sigortacılık Kanunu’nda yer almaktadır. Sigorta tahkiminde hakemlerin yargı yetkisi, sigorta ettirenin yahut sigortalının başvurusuna konu uyuşmazlığı ile sınırlıdır. Bu hususta genel kapsamdaki tahkim anlaşmalarından ayrılan sigorta tahkiminde, taraflar arasında sigorta sözleşmesinden doğan her uyuşmazlık hakemlerin yargı yetkisi dahilinde değildir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre taraflar hakem veya hakemlerin seçim usulünü kararlaştırmakta serbestken Sigortacılık Kanunu uyarınca sigorta tahkiminde hakemler, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından sigorta hakem listesinden seçilmektedir. Hakemlerin listeye kayıtları, Sigortacılık Kanunu’nda sayılan şartları sağladıkları tespit edildiği takdirde Müsteşarlığın kabulü ile Komisyonca gerçekleştirilir.
Ülkemizde sigortacılıktan doğan uyuşmazlıkların; hızlı, düşük maliyet ile, mağduriyetlere yol açmadan çözülmesine önayak olan sistem: alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden sayılan sigorta tahkim sistemidir. Sigorta sisteminin bilinirliğinin, sisteme olan ilginin ve Komisyon’a başvuruların her geçen yıl daha da arttığı Sigorta Tahkim Komisyonu Faaliyet Raporlarında gözlemlenmektedir. Sigorta tahkim sisteminde her ne kadar genel tahkim ilkeleri esas alınmış olsa da sistem, olağan tahkim yargılamalarına kıyasla büyük farklılıklar arz etmekte ve amaçları doğrultusunda kamuoyu güvenini kazanarak hak kayıplarının önlenmesinde her geçen yıl daha etkili bir mekanizma haline gelmektedir.
Kaynakça
YEŞİLOVA ARAS, Ecehan/YEŞİLOVA, Bilgehan: “Sigortacılık Tahkimi – Sigorta Tahkim Usulü ve Ayırdedici Özellikleri”, Yaşar Üniversitesi E-Dergisi 2013, Aydın Zevkliler’e Armağan, Sayı: 8, s. 275-380.
YAŞAR Tuğçe Nimet: “Sigorta Hukukunda Tahkim”, TAAD, S. 36, Y. 9, 2018, s. 211- 240.
YAZAR
Mehmet Tuğberk Dekak
Elif Simay Beşe
Comments